Her Avrupa şehrinde devasa bir kültürel miras vardır ve bu da her zamanki rotaları kapatıp açmadığınızı öğrenmek çok daha kolaydır. Tabii ki, hiç kimse Eyfel Kulesi, Kolezyum veya Louvre'u görmezden gelmeye çağırmıyor, ancak ufuklarınızı rehber kitapların sayfalarında sıklıkla görünmeyen yerleri içerecek şekilde genişletmelisiniz.
Avrupa'nın en bilinmeyen manzaraları ilk onumuzda. Düşük popülariteye rağmen, her biri dikkat çekicidir.
10. Ostia (İtalya)
Eski binaların kalıntıları, geleneksel olarak şehir merkezindeki formu ve Kolezyum'u inceleyen Ebedi Şehir'e milyonlarca turist çekiyor. Ancak, sadece 30 dakikalık sürüş mesafesinde antik liman kenti kalıntıları vardır. Bu kalıntılar bölgedeki İtalya'nın en büyüğüdür.
9. Segovia'daki Su Kemeri (İspanya)
Segovia, İspanyol hükümdarlarının ikamet ettiği Alcazar ile ünlüdür. Ancak II yüzyılda inşa edilen 300 metrelik su kaynağı genellikle fark edilmez. Bu bina UNESCO Dünya Mirası'nın bir parçası olmasına rağmen.
8. Christiania (Danimarka, Kopenhag)
Bu bölge askeri kışlaların bulunduğu yerdedir. Bölgenin ikinci adı Özgür Şehir'dir. Burada, modern hippilerin gelişen bir yerleşimi gelişiyor. Çok az turist yerel lezzete dalmaya cesaret edebilir.
7. Parfümler Fragonard (Fransa, Paris)
Elbette, parfümerin dünya başkenti Paris'tir. Fragonard mağazasında sadece yüksek kaliteli koku satın almakla kalmaz, aynı zamanda kokularla çalışmanın tarihini ve teknolojisini sunan parfüm müzesini de ziyaret edebilirsiniz.
6. Santes Creus Manastırı (İspanya)
Tarragona'ya 30 km mesafede yer alan bina kompleksi, 12. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar altı yüzyıl döneminde yaratılan binaları birleştiren mimarinin en etkileyici anıtlarından biridir.
5. Greenford istasyonunda ahşap yürüyen merdiven (Londra)
Londra Metrosu, dünyanın en eskisi. Bu nedenle, gezegendeki en eski yürüyen merdiven burada korunmuştur. Daha önce, hareketli merdivenler yapmak için ahşap kullanılıyordu. Ve bu eşsiz yürüyen merdivenlerden biri hala Greenford İstasyonu'nda çalışıyor.
4. Frasassi Boğazı (İtalya)
Kültürel ve tarihi yerler arasında, bu karst mağaraları kompleksi fark edilmez. Bu arada ziyaretçilere açık tüm mağara ve galerileri gezmek en az 75 dakika sürecek.
3. Berlin Zindanları (Almanya)
1945'te Almanya'nın başkenti harabeye uzanırken, bir yeraltı şehrinde hayat tam hızıyla devam ediyordu. Derinleşen dört kat, Truva'nın altın rengini ve İtalyan ressamların başyapıtlarını ve hatta askeri uçakların fırlatılmaya hazır olduğunu gördü.
2. Mavi Mağara (İtalya, Capri)
Bu mağaranın yapısal özellikleri, suya yansıyan güneş ışınlarının duvarların ve etrafındaki her şeyin gümüş-mavi bir ışıkla parlamasına neden olmasına yol açar. Yerliler mavi mağarayı Capri'nin bir sembolü olarak görüyorlar.
1. Saint-Denis Bazilikası (Fransa, Paris)
Popüler Notre Dame için değilse, bu Gotik tapınak bir turist mekânı olabilir. Asla turist kalabalığı yok, bu yüzden ortaçağ Fransa'nın ana manastırını zahmetsizce tanıyabilir, 25 Fransız kralının mezarlarını ve muhteşem vitray pencereleri görebilirsiniz.